Her yıl binlerce orman yanarken, küresel ısınmanın baş sebepleri arasında insanlar gösterilirken, çevre kirliliğinde büyük bir rol oynarken insanın doğa canlısı mı yoksa doğaya zarar veren bir canlı mı olduğu hepimizin aklını kurcalayan bir sorudur. Kesin bir çözüme ulaşılamamış olması da cabasıdır. Gerek sivil toplum kuruluşlarının verdiği konferanslar gerek okullardaki eğitim sayesinde toplumun birçok kesiminden insan doğaya zarar vermemek için çözümler aramaya başlamış, bilirkişilerle iletişim halinde olmuş hatta ve hatta bu konu üzerinde yeni meslekler ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Sürdürülebilir mimari genellikle doğaya ve insana uyumlu bir model olarak bilinir fakat sürdürülebilir mimari nedir sorusunun cevabı aslında biraz daha farklı. Genel bir tanım yapmak gerekirse, kaynakları minimum seviyede kullanarak, yenilenebilen kaynaklardan yararlanılan ve çevreye uyumlu bir mimari biçimi olduğunu söyleyebiliriz. Başka bir anlamla, kullanıldığı ve kullanılmadığı süre boyunca bulunduğu çevre için tehdit oluşturmayacak, doğayla uyumlu bir şekilde dizayn edilen mimari yapılar sürdürülebilir mimarinin örneklerini teşkil ediyor.
Sürdürülebilir mimarinin temel prensibi, küresel ısınma, kaynakların tükenmesi gibi olasılığı yüksek felâketlerin önüne geçebilecek bir alternatif sunabilmek. Son yıllarda sürdürülebilir mimari prensipleri içinde yapılmış birçok bina bulunuyor. Sürdürülebilir mimari, yeni bir kavram değil. Günümüzde kullanılan enerjinin %50’si bina yapımı için harcanıyor. Diğer yandan, nüfus ihtiyacı ve talep oldukça bina yapımına sınırlama getirmek mümkün değil. Bu yüzden çevreye zarar vermeyecek ve kaynakların dengeli bir biçimde kullanılmasını sağlayacak bir mimari biçimine ihtiyacımız var. Sürdürülebilir mimari tam olarak bu sebepten dolayı ortaya çıkmış bir kavram. Bu mimari biçiminin yaygın olarak benimsenmesi, insanın doğaya verdiği zararı en düşük seviyeye indirebilir.
Sürdürülebilir mimari biçiminin temel amaçlarından biri, yenilenebilen ve tükenme ihtimâli olmayan kaynakları kullanarak süreklilik sağlamak. Özellikle elektrik, su, doğalgaz gibi, konutlar için gereksinim duyulan enerji kaynaklarının tükenmesinin önüne bu şekilde geçilebilir. Sürdürülebilir mimari, kaynak bakımından otonom bir sistem teşkil ediyor. Burada temel amaç, binanın ihtiyaçlarını bulunduğu çevreden otonom olarak karşılayabilmesi. Güneş enerjisi paneli ya da rüzgar türbini ile bulunulan çevrenin yapısına göre kendi enerji ihtiyacını karşılayabilen binalar inşa etmek, sürdürülebilir mimarinin temel prensipleri arasında yer alıyor. Bu mimari biçiminin yaygınlaşması enerji kaynaklarının tükenmesine engel olabilir.